gemi makineleri
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Yağlama yağlarının görevleri

Aşağa gitmek

Yağlama yağlarının görevleri Empty Yağlama yağlarının görevleri

Mesaj  Admin Perş. Ara. 04, 2008 11:50 am

Yağlama Yağlarının Görevleri:
1. Güvenli-Kolay Başlangıca izin verme:
Makinenin ilk çalışmasında yeterli krank hızına uyum sağlayabilecek kadar
ince bir makine yağı kullanılır. Yağ, makinenin hayati parçalarına anında ulaşabilecek
bir akış yeteneğine sahip olmalıdır. Çünkü aşınmaların büyük bir kısmı makinenin ilk
çalışma anında yağın tüm makine parçalarına ulaşmasından önce gerçekleşir.
Yağın viskozitesi akışa karşı göstermiş olduğu direncin ölçüsüdür. Sıcaklık
artışıyla ters orantılı bir gelişme gösterir. Bu durumda yağın akışkanlığını sıcaklığını
yükselterek sağlamak mümkündür. Fakat makinenin ısıtılmasıyla yağ çok ince hale
gelmemeli ve yeterli yağlamayı yapabilmelidir.
Sıcaklığın viskozite üzerindeki etkileri farklı yağ çeşitlerine göre değişiklik arz
etmektedir. Sıcaklığın etkisiyle gerçekleşen bu değişimler “Viscosity Index” (VI) adı
verilen standartla belirlenmektedir.
2. Yağlama ve Aşınmayı Önleme:
Makine çalıştırıldıktan sonra bir yağ pompası aracılığıyla yağın makine
parçalarında dolaşmasıyla yağlama ve aşınma önlemleri söz konusu olur. Bu durumda
yağ, hareketli parçalar arasında metal-metal teması sonucu ortaya çıkan aşınmaları
engellemelidir.
Full-film yağlaması hareketli parçaların tamamen bir yağ filmi tabakasıyla
ayrıldığı durumlarda söz konusudur. Bu durumlarda kullanılan yağın viskozitesi metalmetal
temasını engelleyebilecek değerlere sahip olmalıdır.
Sürtünme, ancak yüzeyin ve aynı zamanda yağ tabakasının sıkı partiküller
tarafından çizilmesi, sıyrılması sonucu oluşur. Oluşturulan yağ filminin viskozitesi bu
partiküller tarafında yırtılmayacak bir değere sahip olmalıdır.
Krank şaft yatakları, konektin rodlar, kem şaft ve piston pinleri full-film
yağlamasıyla çalışmaktadır.
Bazı durumlarda hareketli parçalar arasında sürekli bir film tabakası sağlamak
imkânsızdır. Özellikle yeni üretilmiş veya bakım tutumdan geçmiş makinelerde kayan
yüzeylerdeki yüksek noktalar süreksiz, aralıklı metal-metal temaslara neden olur. İşte
böyle hallerde sınır yağlaması söz konusudur. Bu durumda sürtünme tüm yüzeyde
değil pürüz noktalarında gerçekleşir. Sürtünmenin büyüklüğünü, yağlayıcı kadar yüzey
pürüzlülüğü de belirler. Bu, yağlama yağa katılan ek maddelerle başarılır.
3. Sürtünmeyi Düşürme:
Full-film yağlama durumunda yağ filmi metal-metal temasını engeller. Bunu
yapabilmesi için de yağın viskozitesini yeterli değerlere yükseltmek gereklidir. Ancak
burada da önemli olan dengeyi yakalamaktır. Çünkü viskozite değerlerinin gereğinden
fazla yükseltilmesi de sıvı içinde bulunan katmanlar arasındaki sürtünme kayıplarının
artmasına neden olacaktır. Dolaysıyla yağın viskozitesinin çok fazla artması
engellenmelidir.
Viskozitenin artmasını engellemek için yağın, manuellerdeki çizelgelere göre
belirli aralıklarla değiştirilmesi gerekmektedir. Çünkü viskozitenin artmasında yağın
özelliklerinin değişmesi; yağın kirlenmesi önemli bir etkiye sahiptir. Kirlilik,
oksidasyon ve sludge yağın viskozitesini önemli ölçüde arttırır. Buna karşılık yağın
sulanması ise viskoziteyi düşürür.
4. Pas ve Korozyona Karşı Koruma:
Mükemmel şartlarda yakıt, yanma sonucu karbondioksit ve suya dönüşür. Her
yanan galon yakıt için bir veya daha fazla galon su ortaya çıkar. Suyun büyük
çoğunluğu buhar şeklinde egzoz olarak dışarı atılır. Ancak bir kısmı silindir duvarları
üzerinde yoğuşur. Yoğuşan suyun bir kısmı da piston ringlerden geçerek krank keyste
kalır. Bu, özellikle soğuk havalarda makinenin ısınmasından önce sıkça karşılaşılan bir
problemdir.
Suya ek olarak korozif özelliğe sahip birçok yanma gazları segmanlardan
geçerek krank keys yağında çözünebilir. Ayrıca yağın normal oksidasyonu sonucu
ortaya çıkan asitler, paslanma potansiyeli ve korozif makine depozitleri de makine için
büyük tehdit oluşturur.
Korozyon inhibitörleri “non-ferrous” metalleri, yüzeylerini kaplayarak ve
parçalarla asitler arasında bariyer oluşturarak koruyan katkı maddeleridir. Pas
inhibitörleri ise yağlara katılarak demir-çelik yüzeylerine etkiyen oksijen saldırısına
karşı koruyucu bir perde oluştururlar.
5. Makine Parçalarının Temiz Tutulması:
Birçok nedenden ötürü benzinli veya dizel makineler yakıtın tamamını
yakamazlar. Kısmen yanmış yakıtların bir kısmı yanma esnasında birtakım kimyasal
değişimlere uğrayabilir ve bazı hallerde kurum veya karbon oluşturur. Kısmen yanmış
partiküllerin çoğu kurum formunda egzoz yoluyla dışarı kaçarlar. Ancak bir kısmı
segmanlarda birikirler veya segmanlardan kaçarak krank keyse girerler. Bunlar, suyla
birleşerek makine parçaları üzerinde sludge ve varnish depozit oluştururlar.
Sludge oluşumu devrelerde yağ akışını yavaşlatan tıkanmalara yol açabilir.
Varnish oluşumu uygun klerens ayarlarının korunmasına engel olur, yağ
sirkülasyonunu azaltır ve makinenin hayati parçalarını üzerine yapışarak görevlerini
yerine getirmesini engeller.
Saf mineral yağlar sludge oluşturan bu kirleticileri makine parçalarından uzak
tutmak için çok sınırlı yeteneğe sahiptirler. İşte bu yüzden yağlara deterjan ve
dispersan katkıları yapılmaktadır.
Deterjanlar makine içindeki depozitleri temizlemek için yağlara eklenen katkı
maddelerinden biridir. Dispersanlar (dağıtıcılar) da temizlik için gerekli bir diğer katkı
maddesidir. Hem deterjanlar hem dispersanlar kirletici partiküllere yönelerek onları
çözer ve askıda bırakırlar. Çözülen ve askıda kalan partiküller çok ince parçalar
halinde bölünerek karşılıklı yüzeyler arasından ve yağ filtrelerinden zararsız bir
şekilde geçebilir. Bu kirlilik yağın değiştirilmesi sonucu dışarı atılmış olur. Yağların
belirli aralıklarla değiştirilmesinin nedenlerinden biri de budur.
6. Yanma Odasındaki Depozitlerin Minimize Edilmesi:
Yağlama yağının bir kısmı segmanları ve silindir duvarlarını tamamen
yağlamak için piston ringlerin en üst bölgesine kadar ulaşır. Silindirin üst bölgesinde,
özellikle yanma odasında oluşan depozitleri de bu sayede temizlemiş olur. Aksi
takdirde yanma depozitleri bir ısı bariyeri gibi görev yapar ve bunun sonucunda
pistonlar, segmanlar, spark pluglar ve valfler yeterince soğutulamaz.
Motor yağının fazla yanma depozitlerini engellerken yerine getirmesi gereken
iki temel görevi vardır. Bunlardan biri: yanma odasına ulaşan yağ miktarını düşürmek
için yağın segmanları “free” tutmasıdır. Diğeri ise yanma odasına ulaşan yağın
olabildiğince temiz bir şekilde yanmasıdır.
7. Makine Elemanlarının Soğutulması:
Soğutma sistemi makinenin soğutma işinin % 60’ ını gerçekleştirir. Makinenin
özellikle üst bölgelerini ki bunlar daha çok silindir başları, silindir duvarları ve
valflerdir, soğutmak soğutma sisteminin görevidir. Krank şaft, ana yataklar, konektin
rod yatakları, timing dişlileri gibi makinenin alt bölgelerinin ve parçalarının
soğutulması yağ akışıyla sağlanır.
Yağın soğutucu görevini yerine getirebilmesi uygun akış düzeninin
korunmasıyla mümkündür. Eğer yağ akışlarında herhangi bir tıkanma görülürse akış
düzeni bozulur, yavaşlar ve dolayısıyla parçalar yeterince soğutulamaz. İşte bu yüzden
yağ seviyesi ve akışı sürekli kontrol edilmelidir.
8. Yanma-Sıkıştırma Basınçlarında Sızdırmazlık:
Segmanların “ring grovesları”, silindir duvarları tamamen pürüssüz değildir.
Yüzey üzerinde mikroskobik boyutlarda çukurlar ve tümsekler vardır. Bu yüzden
yanma ve sıkıştırma basınçlarında segmanlar yüksek basınçtaki gazların alçak
basınçtaki krank keyse kaçmasına engel olamaz. Bu da makinenin güç ve veriminin
düşmesine neden olur.
Motor yağları bu tümsek ve çukurlar arasındaki boşluklara girerek buraları
doldurur ve sızdırmazlığı sağlar. (Bu nedenle yeni yapılmış veya tamirden çıkmış
makinelerde yüzeyler pürüssüzleşinceye kadar yağ tüketimi normalden daha fazladır
Ancak yağ film tabakasının kalınlığının ancak 0.025 mm kadar olduğu düşünülürse
fazla aşınmaları ve oluşan büyük boşlukları yağ filmi karşılayamaz.
9. Makine Yağının Köpürmemesi:
Makine parçalarının hızlı hareketleri sonucu yağ sürekli havayla karışır. Bu da
köpük ve birçok hava kabarcığının oluşmasına neden olur. Bu hava kabarcıkları
normal olarak yüzeye yükselir ve kırılır ama su ve diğer kirleticiler bu süreci
yavaşlatır.
Köpük iyi bir ısı ileticisi değildir ve makine parçalarının soğutulmasını
engeller. Ayrıca köpüğün yüksek yükleri taşıyabilme yeteneği yoktur ve dolayısıyla
yüksek yüklerde köpük oluşumu nedeniyle makine üzerinde aşınmalar görülür. Tüm
bu özelliklerinden dolayı makine yağında köpük oluşumu engellenmeye
çalışılmaktadır. Bunu da köpük düşürücü katkılarıyla sağlamak mümkündür.
Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 9
Kayıt tarihi : 03/12/08

http://gemimakineleri.yetkinforum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz